Karataş İlçesi
Milattan Önce 4000 yıllarına kadar uzanan tarihi Karataş'ı bir kültür mirası olarak günümüzde önemli bir arkeolojik yerleşim yeri olarak ön plana çıkmaktadır. Adana'nın deniz ile buluşan iki ilçesinden biri olan Karataş, Seyhan ve Ceyhan Nehirleri'nin arasında bulunmaktadır. İlçe merkezinde ve çevresinde binlerce yıldan kalma tarihi kalıntılar yer almaktadır. Yapılan tarihi kazı çalışmalarında Kue, Asur, Arvaza, Huri, Hitit gibi krallıklardan kalma tarihi izlere rastlanmıştır. Yüzyıllar boyunca Roma ve Abbasi hâkimiyetinde kalan ilçe, 16.Yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti'nin hâkimiyeti altına girmiştir.
Tarihi ve kültürel yapıları ile de dikkat çeken Karataş 1957 senesinde ilçe statüsüne sahip olmuştur. Karataş'ta pek çok gezip görülecek yerler bulunmaktadır. Tarihsel, sanatsal ve kültürel değerleri ile ön plana çıkan Magarsus Antik Kenti, Roma Dönemi'nde inşa edilen Kara Kilise, Osmanlı Hanlarından Menzil Han ve Tarihi Han, Magarsus Antik Tiyatro, Roma Akdeğirmen Köprüsü ilçede bulunan tarihi ve turistik yerler arasındadır.
Magarsus Antik Kenti
Magarsus Antik Kenti, ilçe merkezine 5 km uzaklıktadır. Magarsus Antik Kenti, mutlaka görülmesi gereken tarihi yapılar arasındadır. Kuruluş tarihinin Milattan Önce 7.Yüzyıl olduğu tahmin edilmektedir. İlk dönemlerinde Yunanlıların hâkimiyeti altında olan Kent, sonrasında Perslerin kontrolü altına geçmiştir. 330 senesinde Büyük İskender, Pers Kralı'nı yenerek, Magarsus Antik Kenti'ni kendi hâkimiyeti altına almıştır. En parlak dönemini Roma zamanında geçirmiş olan Antik Kentin çevresinde halen kazı çalışmaları devam etmektedir. Kazı alanı içerisinde Athena Tapınağı, kilise ve hamam kalıntıları bulunmaktadır. Magarsus Antik Kenti'ne giriş ücreti yoktur. Dört mevsim de ziyarete açıktır.
Kara Kilise
Kara Kilise Magarsus Antik Kenti içerisinde yer alır ve ilçe merkezine yaklaşık olarak 5 km uzaklıktadır. Kara Kilise, Roma Dönemi'nde inşa edilmiştir. İlçenin en dikkat çeken tarihi yapıları arasındadır. Antik kazı alanı içerisinde yer alan kiliseye, halk arasında Yanık Kilise de denilmektedir.
Menzil Han
Osmanlı zamanlarından kalan iki han'dan biri olan Menzil Han ilçenin çarşısında yer almakta olup 1608 yılında yapıldığı tahmin edilmektedir. Menzil Han, ilçede mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler arasındadır. Günümüzde büyük bir bölümü yıkılmış olsa da kalıntıları hala ayaktadır. 1782 senesinde Mir Ali tarafından yapılmıştır. Han'ın yapılmasında finansal olarak, Hasan Paşazade Hacı Ali Bey'in büyük katkısı olmuştur. Menzil Han, şehirdeki ticaretin gelişmesi amacıyla inşa edilmiştir. Batı bölümünün tamamen yıkıldığı han'dan geriye giriş kapısı ve kemerli odası kalmıştır. Güney bölümüne iki yeni bina yapılmıştır. Han'ın ortasında uzun bir avlu yer almaktadır. Dikdörtgen bir yapısı olmasının yanı sıra ilçenin önemli tarihi değerlerinden biridir. Tarihte, Akdeniz'in hemen yanında bulunan han sayesinde yük gemileri buraya yaklaşarak işlemlerini yapmıştır.
Tarihi Han
1608 yılında kurulan ve Osmanlı zamanlarından kalan Tarihi Han ilçenin çarşısında yer alan diğer bir han'dır ve bu nedenle Tarihi Han'ı ilçenin çarşısında gezerken rahatlıkla görebilmeniz mümkündür. İlçenin en önemli ticari merkezleri arasında bulunan hanın taşı üzerinde yer alan kitabede neden ve kim tarafından yapıldığı ile ilgili detaylı bilgiler bulunmaktadır.
Magarsus Antik Tiyatro
Magarsus Antik Tiyatro, ilçe merkezine yaklaşık olarak 5 km uzaklıkta olup ilçede yer alan Magarsus Antik Kenti'nin tiyatro bölümüdür. Yaklaşık 150 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğindedir. Antik tiyatronun yaklaşık 3000 kişilik olduğu tahmin edilmektedir. Bölgede tarihi geçmişi anlatan pek çok tarihi miras bulunmakta olup pek çok kazı çalışması yapılmaktadır. Antik tiyatroda kullanılan taşların yapısı çok kaliteli olmamakla birlikte zaman içerisinde hasar görmüş ve yerinden sökülmüş olsa da tarihe ışık tutmaktadır.
Roma Akdeğirmen Köprüsü
Roma Akdeğirmen Köprüsü, Karataş ilçesine bağlı Kızıltahta Mahallesi'nde yer almakta olup İlçe merkezine yaklaşık olarak 35 km uzaklıktatır. Akdeğirmen Köprüsü, günümüze kadar gelmesine rağmen maalesef ayakta durmayı başaramamıştır. Köprünün Kızıltahta tarafında yalnızca beş gözü ayakta kalmıştır. Köprü'nün tarihi geçmişi 1700'lü yıllara kadar uzanmaktadır. Roma Dönemi'nde inşa edilen köprünün değirmen kısmı 2 katlıdır ve 1960'lı yıllara kadar kullanılan köprü sonrasında terk edilmiştir.